Enez’in Tarihçesi Ve Kalıntılar
Eski Çağ'da Ainos olarak bilinen bugünkü Enez, Kuzey Ege sahilinde Meriç Nehri'nin (Eski adı Hebros ) denize döküldüğü yerde, denizden 25 m. yükseklikte kalker bir yarımada üzerinde kurulmuştur. Akropol tepesi batıda, güney batıda ve Meriç Nehri'nin ağzına doğru olan tarafta dik yamaçlarla son bulur. Bundan dolayı surlar bu tarafta çok iyi korunmuştur ve denizden bakıldığında ihtişamlı bir manzara göstermektedir. İlk Çağ'da Ainos, Balkanları Anadolu ve Ege’ye bağlayan kara, deniz ve nehir yollarının kesiştikleri zorunlu geçiş yolu üzerinde kurulmuş önemli bir liman şehriydi. Herodot, Ainos’un ilk olarak M.Ö. 7. yüzyılda İzmir’in kuzeyinde yerleşmiş olan Aiollar tarafından bir koloni olara k kurulduğundan söz etmektedir. Ancak, bu tarihten önce Ainos’ta Trakyalı kabilelerin Poltyobria ve Apsinthos adlarıyla kurdukları şehirler veya köy kentler bulunduğunu yine Eski Çağ yazılı kaynaklarından öğreniyoruz. Ainos adının etimolojisine ilişkin elimizde netleştirilmiş bilgiler bulunmamaktadır. Ancak Yazılı kaynaklarda Ainos’un kuruluşunda Troyalı Prens Aeneas’ın adı geçmektedir. Söylenceye göre Troya savaşından sonra Aeneas ve arkadaşları kendilerine yeni bir yurt edinmek için denize açılarak Trakya topraklarında yay biçimindeki körfeze ulaşırlar. Aeneas, Hebros (Meriç) Nehri’nin ağzında övgü ya da öykü anlamına gelen Ainos adını verdiği şehrin temelini atar. Ainos, M.Ö. 513 tarihinde Pers Kralı Darius’un İskitler’e karşı yaptığı sefer sırasında kısa bir süre için Pers İmparatorluğu'nun hâkimiyeti altına girdi. Pers Kralı Kserkes’in M.Ö. 480 yılında Yunanistan'a yaptığı seferi sırasında Ainos üzerinden geçtiği Eski Çağ tarihçileri tarafından zikredilmektedir. Persler, Atina ve müttefiklerine karşı yenilince (M.Ö. 480/479) kent tekrar bağımsızlığına kavuşmuştur. Atina’nın kurduğu Attik – Delos Deniz Birliği’ne uzun süre üye kalan Ainos, M.Ö. 4. yüzyılın ortalarında Makedonya egemenliğine girdi. Hellenistik Çağ'da Mısır’daki Ptolamaios Krallığı'nın hâkimiyeti altında kalan şehir, M.Ö. 190 yılında Romalıların Trakya’yı ele geçirmeleriyle Roma’ya bağlanmıştır. Roma İmparatorluğu'nun ikiye ayrılmasından sonra Trakya ve dolayısıyla Ainos, Doğu Roma İmparatorluğu'na (Bizans) bağlı olarak gelişimine devam etmiştir. Enez, Bizans Çağı'nda bölgenin başkenti olarak çok önemli bir ticaret merkezi konumundaydı. Kale surları 6. yüzyılda Bizans İmparatoru Justinianus tarafından kuzeyden gelen bazı Slav akınlarına karşı tamir ettirilmiştir. Orta Bizans Çağı'nda ise (7.yüzyıldan itibaren) İmroz (Gökçe) ve Samothrakhe (Semadirek) adalarını içine alan Aşağı Rodop Bölgesi'nin prenslik merkezi olmuştur. Bizans İmparatorluğunun son döneminde şehir, Cenevizli Gattelusi ve Doria ailelerinin hâkimiyetine girmiştir. Bu ailelerin Enez’deki varlıklarını belgeleyen armalar kalenin duvarlarında halen yer almaktadır. Ainos’u yöneten Doria ailesinden Palmede 1455 yılında ölünce, kentin idaresinde iç çekişme başlamıştır. Bu tarihlerde daha önce Ainos’ta yerleşmiş bulunan Türklere baskı uygulanmaya ve Osmanlılara verilmekte olan yıllık haraç, yönetim tarafından verilmemeye başlanınca; Fatih Sultan Mehmet ordusuyla, Edirne’den İpsala’ya, Gelibolu’daki Türk Donanması da Has Yunus Bey komutasında denizden Ainos’un önlerine gelerek şehri kuşattı. Bu durum karşısında şaşkına dönen halk, 1456 yılı Ocak ayının sonunda, şehrin anahtarını savaşmadan Fatih Sultan Mehmet’e teslim etmiştir. Ainos’un kuruluşuna ve bölgedeki konumuna ilişkin bilgilere Antik Çağ’ın yazılı kaynaklarında ayrıntılı olarak rastlanmakla birlikte, kentin Eski Çağ'da erişmiş olduğu yüksek kültür düzeyi burada yapılmakta olan arkeolojik kazı ve araştırmalar sonucunda ele geçen kalıntılarla belgelenmektedir.
History And Ruins Of Enez
Today’s Enez, which was known as Ainos in antiquity, was founded on a limestone peninsula, on the Northern Aegean shore, 25m. above the sea level, where the river Meriç (in Antiquity called “Hebros”) reaches the sea. The Acropolis hill ends with high cliffs at its West and South-West sides, and towards the side of the mouth of the river Meriç. For this reason, the city walls have been preserved very well on this side, and a look from the sea reveals a spectacular view. In Antiquity, Ainos was an important harbour city located on the crossroads where land, sea and river routes met, connecting the Balkans to Anatolia and to the Aegean. Herodotus mentioned that Ainos was first founded during the 7th century B.C. by Aeols, as a colony of those Aeols, who settled North of Izmir. On the other hand, we learn from other ancient written sources, that before this period, in Ainos there were cities or villages named Poltyobria and Apsinthos, founded by Thracian tribes. We do not have reliable information regarding the etymology of the name “Ainos”. However, the name of the Trojan prince Aeneas is mentioned in the written sources, regarding the founding of Ainos. According to the story, after the Trojan War, Aeneas and his friends, had set sail, to find new land for themselves; and thus, they reached the bow-shaped bay in Thrace. Aeneas `{`,`}` laid the foundation of the city by the mouth of the river Hebros (Meriç), and named the city Ainos which meant either “praise” or “story”. During the siege that the Persian King Darius initiated against the Scythians in 513 B.C., Ainos came under the rule of the Persian Empire for a brief period of time. Ancient historians mentioned that King Xerxes of the Persian Empire, passed through Ainos in the year 480 B.C., during his military campaign against Greece. When the Persians got defeated by Athens and its allies (480/479 B.C.), the city regained its independence. Ainos was a long-time member to the Attic-Delos sea coalition founded by Athens. During the middle of the 4th century B.C., Ainos came under Macedonian rule. During the Hellenistic period, the city stayed under the rule of the Ptolemy Kingdom of Egypt. When the Romans conquered Thrace in 190 B.C., Ainos was attached to Rome. After the division of the Roman Empire in 395 B.C into two parts, Thrace and Ainos continued their existence under the Eastern Roman Empire. As the capital of the region Ainos was a very important trade center during the Byzantine era. During the 6th century, the Emperor Justinianus restored the city walls in order to protect it against various Slav raids from the north. During the middle Byzantine period (starting with the 7th century) it became the headquarters of the principality of the lower Rodope region, which included the islands of Imroz (Gökce) and Samothrace (Semadirek). During the final era of the Byzantine Empire, the city came under the sovereignty of the Gattelusi and Doria families of Genova. Their coat of arms which show the existence of these families in Ainos can still be seen on the city walls. When the ruler of Ainos, Palmede of the Dorian family, died in the year 1455 an internal struggle started for the rule of the city. During these years, when the Turks who settled in the city some years earlier, started being oppressed, and when the administration stopped paying the yearly tribute to the Ottoman Empire, Mehmet The Conquerer pushed with his army from Edirne to Ipsala. The Turkish navy which was stationed in Gelibolu moved under the command of Has Yunus Bey towards the front of city and besieged it from the sea. At the end of January of 1456, the citizens who were shocked by the unfolding events handed the keys to the city over to Mehmet the Conquerer without a fight. From the ancient written sources we have detailed information regarding the city’s foundation and its lasting importance in the region. The high cultural level of the city is documented through the finds which are still being unearthed during the archaeological excavations.