Enez Kalesi

Kale (Akropol)

Antik Ainos kenti dört tepe üzerine kurulmuştur. Tepelerin üçü güney tarafta olup, birinin üzerinde Akropol yer almaktadır. Antik şehir, son dönemde yapılaşmadan dolayı o kadar tahrip edilmiştir ki, eski surları genel çizgilerle tespit etmek olanaksızdır. Antik şehrin asıl merkezi kısmı bugünkü kale çevresinde şekillenmiştir. Enez’de günümüze kadar hemen hemen tümü ayakta ve sağlam durumda gelen en önemli kalıntılardan biri kuşkusuz kale duvarları ve batısında yer alan iç liman ile mendirekleridir. Aynı zamanda akropol tepesi ve Enez’in ilk yerleşim alanı olan kalenin biri doğuda diğeri kuzeyde kemerli iki kapısı vardır. 740 m uzunluğu, 2 m kalınlığı ve yer yer 25 m yüksekliğe ulaşan sur duvarları yuvarlak, dikdörtgen ve çok köşeli kulelerle desteklenmektedir. Kalenin batısında yer alan iç liman, kuzey ve güney tarafta mendirekler ve kulelerle korunmuştur. Güney taraftaki mendirek doğu batı yönünde 130 m uzanmakta, üzerinde değişik planlı beş kule bulunmaktadır. Kuzey mendireğin günümüze kadar ayakta korunagelen uzunluğu 80 m olup ucunda kare planlı büyük bir kule vardır. Kalıntılar, kulenin Hellenistik Çağ'da yapıldığını, Bizans Dönemi'nde ise ilaveler yapılarak büyütüldüğünü gösteriyor. Gerek kale duvarlarında ve gerekse limanı koruyan mendirek ve kulelerde büyük hasarlar bulunmaktadır. Bizans ve Osmanlılar Dönemi’nde tamir edilen duvarların güney bölümü, Kültür ve Turizm Bakanlığı,Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından 1994 yılında onarılmıştır. Kale (Akropolis) içinde bugüne kadar yapılan açmalarda 7.50 m kalınlığındaki kültür toprağının altında yer alan anakaya üzerinden ele geçen M.Ö. 4. ve 3. bin yıllara ait pişmiş toprak kalıntılar, buradaki iskânın Kalkolitik Çağ'a değin geri gittiğini gösteriyor. Enez Akropolü’nde en eski yerleşmeyi temsil eden bu tabakanın üzerinde, Grek iskânını gösteren kalıntılar tespit edilmiştir. Söz konusu kültür katları ile aşağıda değineceğimiz nekropollerden ele geçen siyah ve kırmızı figür tekniğiyle üretilmiş çömlekler, Enez’in Kıta Yunanistan, Ege Adaları ve Batı Anadolu’daki şehirlerle yaptığı ticarete ve kültür ilişkilerine tanıklık etmektedir. Bu dönemde anakaya işlenerek dikdörtgen planlı çeşitli mekânlar ile bu günün soğuk hava depolarının benzeri olan mahzenler yapılmıştır. Mahzenler bugünkü toprak yüzeyinin 12 m altında, ana kayaya geniş mekânlar biçiminde işlenmiştir. Bütün mahzenlerin tavanlarında çok güzel işçilik gösteren yuvarlak biçimli havalandırma bacalarına yer verilmiştir. Gerek mahzenlerden ve gerekse mahzenlerin üstünde yer alan yerleşim birimlerinden, Arkaik, Klasik ve Helenistik Dönemlere ait siyah ve kırmızı figür tekniği ile üretilmiş çeşitli çanak çömlek kalıntıları, figürinler, plastik eserler ve özellikle şarap kadehi olan kantharoslar yoğun olarak gün ışığına çıkmıştır. Ayrıca, hem akropoldeki açmalardan hem de Ainos kentinin diğer kesimlerinde yapılan kazılardan, ait oldukları kentlerin armalarının betimlendiği binlerce amphora kulbunun bulunmuş olması, Enez‘in şarap ve zeytinyağı üretenbir merkez olduğunu ve deniz aşırı kentlerle ticarete dayalı güçlü bir bağı bulunduğunu kanıtlamaktadır. Ainos’un, bunların yanı sıra, tahıl, tuz ve özellikle kurutulmuş balık ihraç ettiği, Eski Çağ'ın yazılı kaynaklarında ve Osmanlı Arşivi'nde bulunan belgelerde zikredilmektedir. Kale içinde ve antik kenttin diğer alanlarında yapılan kazı ve araştırmalarda ortaya çıkan eserler, Enez’in Kıta Yunanistan, Ege Adaları ve Batı Anadolu’daki şehirlerden etkilendiğini göstermektedir.

Castle (The Acropolis)

The ancient city of Ainos was established on top of 4 hills. Three of these hills are on the South side, on top of one of which lies the Acropolis. Due to the destruction caused by the building activity of later periods, it is impossible to point out the exact lines of the ancient city walls. The core of the ancient city has been formed around today’s castle area. Without doubt, in Enez city walls, inner harbour, and piers which lie West of the city walls are some of the most well-preserved and nearly intact remains which survived to our day. The castle which was both the acropolis hill and the first settlement of Enez has two vaulted doors, one at the East and the other at the North side. The city walls are 740 m in length, 2m in depth and reach a height of 25 M in some places; they are fortified with round, rectangular and polygonal towers. The inner harbour which lies on the West side of the castle, is protected by piers and towers on the North and the South sides. The South pier stretches 130m. from East to West and is supported by five towers with different ground plans. The remains of the North pier are 80 m in length, at the end of which there is a tower with a square ground plan. The remains reveal that the pier was built during the Hellenistic period and was enlarged with additions during the Byzantine period. There is great damage both on the castle walls and also on the piers and towers which protect the harbour. The South side of the walls which were restored during the Byzantine and the Ottoman periods has been restored once more by the Turkish Ministry of Culture and the Department of Cultural Assets and Museums, in the year 1994. In the trenches within the castle (acropolis), on top of the main rock, underneath a soil layer of 7.50 m, terracotta remains that date back to the 4th and 3rd millennia B.C., reveal that the settlement here dates back to the Chalcolithic period. On top of this layer, which reveals the earliest settlement in Enez, finds that date back to the later Greek settlement period have been unearthed. Both these layers, and also the black figure and red figure vases found in the necropoli (see further below), bear testimony to the economic and cultural relationships between Enez, the mainland Greece, the Aegean Islands, and the western Anatolian cities. According to the ancient written sources, along with the documents from the Ottoman archives, Ainos was also producing grain, salt and dried fish as well as oil and wine. The works of art which were found in the castle excavations and in other areas of the ancient city, reveal that Ainos was influenced by the cities of mainland Greece, of the AegeanIslands, and by Western Anatolia